Travel

Travel

Sunday, January 20, 2019

ÇOCUKLARIN, TORUNLARIN BAŞINA DAHA NELER- NELER GELECEK?

Huda Kattan, Instagram da bir ruj tanıttı, satışlar patladı.. Şimdi dünyada tek bir kadın siyah ruj sürmeden sokağa çıkmıyor (tamam bu son bold italic cümle benim hayal gücüm, ama yazının tümü doğru!).
Huda Kattan sahte kirpik yarattı, reklamını Instagram da yaptı, sattı, dolar milyarderi oldu.
Huda Kattan 35 yaşında, Irak kökenli, Amerika doğumlu, müslüman bir kadin. Makyaj, güzellik ürünlerine/uygulamalarına dair instagram paylasimlari var, takipci sayisi 32 milyon kisi.
Yani o bir Instagram Influencer'u, hem de dunyanin en basarili influencer’i ve  #1 yani.
Forbes’de ve Time dergisinde de dunyanin en etkili, yetkili, becerikli kadinlarin ilk 10 unda yer aliyor.  2010 da baslamis influencer olmak rolune ve net serveti besyuz elli milyon dolar ($550 milyon)!
Huda'nin gunluk tek bir Instagram paylasimi  33 bin dolar!
Takipcileri onun onerdigi her halti yapip, her tanıttığı ürünü kullaniyorlar.

Geçenlerde, tesadüfen (sosyal medyaya isteyerek uzak durduğum için) öğrendiğim instagram influencer konusunu biraz deşeceğim:
Cesitli konularda, alanlarda takipcileri yuzbinlerce olan instagram kullanicilari var imis. Iste takipcileri yuzbinlerce oldugu icinde toplumlari influence (etkilemek) ediyorlarmis.

Turkiye’de bir de çocuk yetiştirme vs konularında Anne-instagram influencer olduğunu da bu arada ögrendim. Biraz araştırdım, Turkiye/Amerika bu konuda neredeler diye?

Sonuçları paylaşayım:

Türkiye’de Anne (mom) influencer sayısı toplam 16 adet. Ortalama her birinin takipçisi 350 bin.
Türkiye nufusu 80 milyon. Nufusun %7 si bu anneleri takip ediyor.

Amerika’da Mom (anne) influencer sayisi toplam 6. Ortalama takipci sayisi 144 bin her biri icin.
Amerika’nin nufusu: 350 milyon. Amerika da bu takip orani da % 0.025.

Diger bir tanim ile, Turkiye de 5 milyon altiyuzbin Turk anne 'Turk instagram annelerini" takip ediyor, ote yandan Amerika’nin kendi annelerini, 864 bin Amerikali takip etmekte.

Turkiye seyahatlerimde cevremde (otobuste, trende, yolda yururken, pastanede, postanede) gozlemledigim 'gözleri cep telefonun uzerinde unutma’ salgini bundan olsa gerek!
Oyle ya sayisiz takip kaynagi var: Takip edilecek anneler, babalar, makyaj uzmanlari, yemek tarifleri, spor klupleri vs vb akliniza gelebilecek her turlu takinti ve ilgiye bir Instagram var. Bunlara ek olarak ’Facebook, Twitter ve WhatsApp’ ailesini de eklersek, hayatımız bir cep telefonunun peşinde rüzgar gibi geçip gidecek bu belli oldu (en azından bir yerlerimize çip takılıncaya kadar. Çip takılınca, sadece komutlara uyacağımızdan, o sosyal alan, bu instagram vs.vb gezinerek zaman kaybetmeye de paydos denir!).

Bu durum saptamasından sonra aklıma gelen ve şu an dünyada yaşanan kötü sonuçlar:
1- Yaygın YALAN haberler: Her gün önüme gelen whatsapp yalan haberlerinin, ısrarla yalan haber olduklarini millete anlatmaktan yoruldum! Anlattıklarım neden mücadele ettiğimi hala anlamadı, ben ise anladım ki insanlar yalanları seviyor! Neden acaba???

2- İnanilmaz zararlı/zehirli fictional komplo teorileri ve bunların yaydığı nefret ve ön yargılar.
 Buna aci bir  örnek geçen yaz Hindistan da yaşanan whatsapp söylentisi sonuçlarına bakınız:

3- Milletlerin kaderleri ile oynayan seçim sonuclari (Örnegin; Amerika’da Trump zaferi-Rusya nin eli ile yaratılan milyonlarca sahte facebook hesaplarından  yayılan, yalan nefret dolu, asılsız haberlerle gerçekleşti).
Bunlar yazarken aklima ilk gelenler, kimbilir daha neler listeleyebiliriz dusundukce..

Bu sosyal medya çılgınlığı nedeniyle, gelecekte olabilecek kötü şeyleri ise düşünmek bile istemiyorum!
Örneğin, Jules Verne misali bir hayal gucuyle; gelecegin Huda Kattan’ larının kötü -çok kötü niyetli kişiler, idareler tarafindan kullanılıp, insanlari kitle ölümlerine, bir birini kırmaya götürmelerinin olasalığını düşünmek pek de abes olmasa gerek. Sosyal medyada milyonlarca takipçisi olan bir makyaj uzmanı, kötü niyetliler icin çalışıyorsa; milyonlarca insani ölüme götürecek veya '28 Days later' filmindeki gibi insanlara şiddet virüsü aşılayan bir serumu da ’güzellik serumu’ kilifinda önerebilir!

Neden olmasın? Yakin gelecekte dünyadaki yoksulluğa, göçlere son vermek icin, yok etmek akla ilk gelen seçenek olamaz mı? Veya güçlü bir ülkeyi/toplumu bir birine mi düşürmek mi istiyorsun, siddet virüsünü bulaştır olsun bitsin, sen karşıdan seyret!

Insanlar bu kadar okumaz, araştırmaz, gençler cocuklarini da instagram anneleri ile büyütürken, dünyanin geleceginde daha akilli generasyonlarla var olacağı olasaligi da giderek düşüyor! 
Ya sizce? Çok mu kötümserim, yoksa gercekçi miyim?

Bos verin siz bu soruya kafa yormayı, ama “Lutfen abilerim, ablalarim, kıymetli arkadaşlarim okuyun, daha cok okuyun, arastirin, ezberlerle dusunmeyin, cocuklariniza, torunlariniza da bu anlamda ornek olun ve sosyal medyayi dogru amac icin, mumkun olabildigince de az kullanin
Ahh ah zaten FB, twitter, instagram, vs.vb i sacmaliklara verdiginiz zamani kullanacaginiz, sizi cok daha mutlu insanlar yapacak, sevdiklerinizle daha guzel anilar yasatacak o kadar guzel secenekleriniz ve olasaliklar varki!!!
Haaa bir de acele etmeyin, elinize gecen her bilgiyi arastirip yaymak konusunda. Lutfen once arastirin ve oyle her kaynaga herkese güvenmeyin diyecegim, ama herkes yine ayni tempoda devam edecek. 
"Aman hemen yonlendireyim, paylaşayım, mesaj kirliligine katkim eksik kalmasın.." diyecek. 

Kendi çevremde bunlari yüksek sesle düşünen söyleyen tek ben olduğum için, okyanusun ötesindekileri bu açık sözlülüğümle rahatsız ettiğimi de tahmin ediyorum, ama Ingilizce biliyorum diye ortaya çıkıp da önüne gelen her haberi (Turkce/Ingilizce) hiç araştırmadan ona buna yönlendirip mesaj kirliliği yaratanlara da ben hiç hoş bakamiyorum bilesiniz!

Cunku İngilizce bilen kulların, fake news, fake rumors konularinda lisan bilmeyenlerden cok daha büyük  bir sorumluluğu var.  Haberleri internetden araştırın, doğruyu paylaşmaya özen gösterin, zamanınız yoksa yalanı da hiç paylaşmayın. 

Bebelerini/çocuklarını sosyal medyada 80 milyonun önüne canlı, canlı atmis anaları takip ederek, çocuk büyüten gençlere ise söyleyecegim tek şey:
"O anne akıllı bir şey olsaydi, çocuğunu böyle kullanmazdı!"

Batı teknolojilerini orta doğu kültürüne kurban etmeyin, yazıktır!

Not: 
Geleceğe dair, fiction'dan ziyade olasi bir mantıkla yorum sunan bu filmi herkese öneririm. Ancak eski bir film, bulabilirseniz izleyin-netflix iyi bir adres olabilir.
IDIOCRACY
2006 yapimi-komedi ve bilimkurgu film, yazimda anlatmaya calistigimi daha eglenceli anlatıyor.